Ana içeriğe atla

Gölgelerin Gücü(!) Adına | RÖPORTAJ | Baron Fatih Suskunluğunu Bozdu: "BE A GENT!"

Bu röportajda son dönemin en çok tartıştığı o isme kulak vereceğiz. Bugüne dek ne şaibeli puanlamalara, ne de FarmFest tartışmalarına dair tek kelime etti. ABSÖ’nün kurucusu olduğu yönündeki iddialar ise hep yanıtsız kaldı. Ama bu kez biz sorduk. Açık, net, doğrudan. Kamu vicdanını temsilen yönelttiğimiz bu sorular, bir lütuf değil, gazetecilik sorumluluğunun bir gereğiydi.

Baron’un çevresindeki isimler şampiyonluklar yaşarken, karşıt seslerin birer birer sistem dışına itilmesini görüp sessiz kalamazdık. Bu yüzden sorduk. Bazı sorular rahatsız edici olabilir, bazıları cevapsız kalabilir. Ama bu kez gölgede kalan gerçeklerin biraz olsun gün yüzüne çıkmasını istedik.

Bu röportaj için Baron'u kendi evinde ziyaret ettik. Akıncı çiftinin, çiftlik evi sanılan ikametgahı aslında başlı başına bir malikaneymiş… Yüksek güvenlikli giriş kapıları, profesyonel koruma sistemi ve sınırlı erişim alanlarıyla adeta bir karargah gibi. Görüşme boyunca bizlere hem eşlik eden hem de adeta ev sahipliğini üstlenen bir diğer önemli figür ise eşi Gözde Akıncı’ydı. Kamuoyunda “Hanımağa” lakabıyla da bilinen Gözde Hanım, Ankara'nın köklü ailelerinden birinin kızı. ilk gençlik yıllarında gönlünü Baron Fatih’e kaptıran genç kadın, daha sonra eşiyle birlikte hayatlarını birleştirdikten sonra gözlerden uzak bir yaşam tercih etse de, etki alanının sınırlı kaldığını söylemek hayli zor.


İki kız çocuğu bulunan çiftin, özel yaşamlarında da disiplinli ve stratejik bir yapı kurdukları kolaylıkla gözlemlenebiliyor. Gözde Akıncı’nın zarafeti, ev sahipliği boyunca gösterdiği özen ve misafirperverlik ise tek kelimeyle etkileyiciydi. Zaten röportajın en dikkat çeken ayrıntılarından biri hiç kuşkusuz, Baron Fatih’in eşi Gözde Akıncı ile birlikte kameraların karşısına çıkmasıydı. Bu tercihin tesadüf olmadığını söylemek için kahin olmaya gerek yok. Zira kamuoyunda uzun süredir gölge organizasyonlar, lobi faaliyetleri ve ABSÖ’nün derin yapılanması gibi iddiaların odağında yer alan birinin, kamuoyunun karşısına çıkıp bu röportajı bir aile tablosu(!) eşliğinde vermesi, şüphesiz stratejik açıdan düşünülmüş bir hamle olarak okunabilir. Hatta kuvvetle muhtemeldir ki bu fikrin mimarı da alınan pek çok karar gibi yine Hanımağa'ya ait olmalı.

Verilmek istenen mesaj net: “Biz bir aileyiz. Her şey şeffaf, temiz ve ortak değerlerimiz etrafında dönüyor.” Ancak bazı eleştirel çevreler bu sahneyi, yıllardır dillendirilen şaibeleri aile sıcaklığı ambalajıyla kamufle etme çabası olarak yorumluyor. Gözde Akıncı’nın sakinliği ve nezaketi bu mesajı güçlendirmiş olabilir, ancak kamuoyu nezdinde yanıt bekleyen onlarca soru, hala masada duruyor.

Bununla birlikte bir paragraf da Sn. Gözde Akıncı için açmak gerekiyor. Zira kamuoyundaki rolü asla yalnızca bir ev hanımı ya da Baron’un eşi olmaktan ibaret değil. Kulislerde dolaşan iddialara göre, kendisinin özellikle FarmFest özel protokol listelerine müdahil olduğu, bazı isimlerin davet edilmesi ve ödüllendirilmesinde duygusal(!) değerlendirmelerde bulunduğu ve ABSÖ’nün karar alma süreçlerinde yumuşak güç olarak etkili olduğu biliniyor. Özellikle karar verici değil ama etkin bir yönlendirici sıfatıyla anılması, onu perde arkasındaki en güçlü ve gizemli figürlerden biri haline getiriyor.

Bazı lig yorumcuları tarafından FarmFest’te dağıtılan protokol ödüllerinin çoğunun Gözde Hanım’ın tavsiyesiyle şekillendiği, hatta Baron’un kararsız kaldığı bazı durumlarda son sözün Hanımağa’ya ait olduğu da konuşulan iddialar arasında. Elbette bu söylentiler henüz teyit edilebilmiş değil. Ancak Ankara’dan gelen perde arkası etkisi Gözde Akıncı’nın bu yapının görünmeyen ama vazgeçilmez bir parçası olduğunu net şekilde ortaya koyuyor.

Baron'un kendisine yöneltilen sorulara ne ölçüde şeffaf ve tatmin edici cevaplar verdiği, kamuoyunun takdirine bırakılmıştır. Ancak şunu da eklemeden geçemeyiz: Basının meşru sorularına, asgari saygı sınırlarını aşmadan yanıt vermeyi kabul ettiği ve bizi malikanesinde ağırladığı için Sn. Baron Fatih’e ve kıymetli eşi hanımağa Sn. Gözde Akıncı'ya Gentlemen Gazetta ekibi olarak çok teşekkür ederiz.

Şimdi sizleri belki de yıllarca yankıları sürecek o söyleşiyle başbaşa bırakıyoruz..

1. Fatih bey, kamuoyunda sizin adınız artık yalnızca “ligin etkili bir organizatörü” olarak değil, aynı zamanda sahne arkasındaki güç, gölge lobi lideri ve “ABSÖ’nün kurucu mimarı” gibi sıfatlarla anılıyor. ABSÖ ismi ise artık neredeyse herkesin tanıdığı bir yapı olarak karşımıza çıkıyor. Kamuoyu sizi bu yapının kurucusu, hatta gayriresmi başkanı olarak görüyor. Bu iddialarla ilgili düşünceleriniz nelerdir?

F.A: Nereden çıkıyor efendim bu laflar, kim söylüyor bunları? Hadi beni geçin, ABSÖ ismiyle iftira atılan, karalanan isimlere bakın. Hepsi alanında öncü, vatanına milletine bağlı insanlar. Bu tarz iddialarla kimse kimseyi karalayamaz.

2. Liglerdeki bonus puanlarının dağılımı, fikstür esnemeleri ve hatta sezon ortası apar topar kural değişiklikleri... Tüm bu kararlar ne hikmetse ya sizin ya da sizin lobinize bağlı olduğu iddia edilen kişilerin doğrudan avantajına, ya da rakibinizin dezavantajına çalıştı. Açıkça soruyoruz: Bu liglerin kontrol paneli sizin liderlik ettiğiniz bir yapının elinde mi?

F.A: Bonus puanlar Premier Lig şirketi tarafından yönetiliyor, kuralları oldukça açık. NBA ligimizde yapılan değişiklikler ise Rookie Sezonu olarak adlandırıldı. Bu kararları ben almadım, Gentlemen's Kulüpler Birliği oy çoğunluğuyla kabul etti. Bu değişiklik bana zarar verdi, ama demokrasi kazandı. O geceyi evde çok üzgün geçirdiğimi söyleyebilirim. Şükür ki yanımda rahmetli Süleyman Demirel vardı... Üçlü Black Label'ı bulmasaydık daha da uzardı (gülüşmeler).

3. Anadolu futbolunun yaşayan hafızası, bilgi bankası, centilmenliğin simgesi Orçun Özkan’ın apar topar lig dışına itilmesi kamuoyunu derinden sarstı. Bu kararın arkasında siz olduğunuz iddialarına ne diyorsunuz? Orçun Bey’in fazla bilen ve taraf olmayan yapıda olması mı sonunu hazırladı?

F.A: Sn. Orçun Bey dediginiz gibi Samsun'un köklü bir ailesinden gelen, Anadolu'yu karış karış gezmis, hemen her camianin iç yapısını bilen, tanıyan ve tanınan biridir. Sevgili babası da çok sevdiğimiz bir büyüğümüzdü, allah gani gani rahmet eylesin. Söylediklerinizin tam tersine biz Sn. Orçun Özkan'ı yanımızda görmek isterdik. Teklifi bizzat ben yaptım. Gel bu projenin içinde ol, tüm camialari birbirine kaynaştır, know-how'ini bu yeni sisteme kat, eski ile yeni arasinda köprü ol dedim, özellikle İstanbul'a giderek onu ikna etmeye çalıştım, buna Sn. Serdar Çolak da şahittir.. Önce heyecanla karşıladı anca daha sonra bu çagdaş düzene adapte olamadi ve affını istedi. Kapımızın Orçun Özkan gibi bir değere her zaman açık olduğunu herkesin bilmesini isterim.

4. Geçmişte Serhat Özdemir’le olan yakın diyaloğunuz herkesin malumu. Angarya Sızısı dönemlerinden beri devam eden bu yakın ilişkinin sizin “Mühim bir ricanıza” gelen red cevabı sonrası bozulduğu ve bu yaşanan kırılmalar sonrası Özdemir'in sistem dışına itildiği konuşuluyor. Serhat Özdemir size sırt mı çevirdi, yoksa siz sizin “ricalarınızı” yerine getirmeyenlerin yeri zaten bu sistemin dışıdır mı diyorsunuz ?

F.A:Kattiyyen! Serhat Ozdemir'le dostlugumuz 90'li yillara dayanır. Milenyum'a birlikte girdik. Galatasaray'in Uefa Kupasi'ni kazandiginda biz de oradaydık. Diyarbakir'in Super Lig'e yukselmesini cok istiyordu, üzme kendini Serhat Kaptan, olur elbet dedik ve o sene Diyarbakirspor üst lige yukseldi. Sevdigim bir ailedir. Onun da babasi bu devlete üst düzey hizmet etmiş, ay yıldı için emek vermiş çok kıymetli bir insandir. Ankara sonrasinda Kibris yillari geldi, yine beraberdik. Bizim çok güçlü bağlarimiz vardir kendisiyle.

5. Kamuoyunda hâlâ cevabı verilemeyen soru şu: FarmFest bir çiftlik temalı spor festivali mi, yoksa sezon öncesi kararların alındığı gayriresmi bir stratejik üst akıl toplantısı mı?

F.A: Nasıl futbol sadece futbol degildir ise, FarmFest de sadece spor etkinligi degildir!

6. FarmFest’te dağıtılan kupa dışı protokol ödülleri neye göre ve nasıl belirleniyor? Bu ödüller, ileriki sezonda sağlanacak avantajların kişilere haber verildiği örgütsel bir ritüel mi ?

F.A: O konuya hiç bir dahlim yoktur, olmamıştır.  "Yılın Centilmeni" gibi ödüller sadece ailelerin oy verdiği kapalı bir sistemle belirlenir.

7. FarmFest’e sadece sizin davetinizle katılım sağlandığı iddiaları doğru mu? Eğer öyleyse, bu etkinlik neden şeffaf değil? Biz de basın mensupları olarak bu gizemli zirveye katılabilir miyiz ?

F.A: FF maalesef kamuya açık bir etkinlik degildir. Sadece özel davet yoluyla gelinebilir. Sizi davet edebiliriz tabiki. Hayhay!

8. Son dönemde gözlerden uzaklaşıp yoga kamplarında inzivaya çekildiğiniz konuşuluyor. Bu inziva, üzerinizdeki şaibe baskısına karşı bir kaçış mı? Yoksa kamuoyunu yumuşatma ve gündemi unutturma stratejisi mi?

F.A: Inzivaya falan cekildigimiz yok aslında. Biz hala yollardayız. Yolumuz uzun, yolumuz zorlu, yolumuz dikenli. Canı tatlı tez canlılar bu yoldan gelmesin. Dikenli yollar bizim yollarımız.

9. Özellikle sosyal medya'da tartışılan bir konu olarak “Baron geri dönerse lig tekrar şekillenir” iddiası bir şehir efsanesi mi, yoksa gerçekten o kadar etkili bir dönüş mü planlıyorsunuz? Ligdeki hedefiniz tam olarak ne ?

F.A: Yine tamamen iftira tamamen mesnetsiz iddia bunlar. Yaptiklariyla küçülen müfteriler, bunun gibi iftira dolu yorumlarla büyüdüklerini asla düşünmesinler!

10. “Baron istedi, kural değişti” sözü özellikle NBA Fantasy lig özelinde sıkça dillendiriliyor. Bir kuralın sizin veya ekibinizin çıkarınıza göre değiştiği iddiaları için düşünceleriniz nedir?

F.A: Bu sorunuza cevap vermiştim ama tekrar edelim, hakkin hukukun kazanması için gerekirse ben kaybedeyim. Ama günün sonunda BİZ hepimiz kazanalım.

11. Emre Çelik, Ömer Akıncı, Figomuss Mustafa ve Akif Koncaoğlu gibi güçlü isimlerin size olan sadakati, bir lider-karizma ilişkisi mi, yoksa tamamen duygusal(!) bağımlılık mı?

F.A: Hepsinin ortak özellikleri adam gibi adam olmalarıdır. Tamamının yaptıkları işler Türkiye ve Balkanların malumudur. Sadece Emre Çelik'i sonradan tanıdım, bir Amerikan vakfının toplantısnda Rotchild ve Rockefeller ailesi ile görüşmeye giden Inan Kirac'in yaninda danışman olarak Emre Celik'i götürdüğünü hatırlıyorum. Ismini uzun zaman sonra orada duydum, daha oncesi malumunuz, hocaefendili yillar, darbe gecesi sokaga cikmayin cagrisi (Bi muddet sessizlik). Taksim'de actigi Bay Maklube bir ticari bir başarıydı ama malum siyasi gelişmeler onu derinden etkiledi. Yıllarca süren sessizlikten sonra simdi de adını ünlü bir danışmanlık şirketinin sahibi olarak duyuyoruz.

12. Sizinle aynı dönem lige girip hâlâ başarıya ulaşamayan birçok ismin “Baron’a yakın olan kazanıyor” yorumları hakkında ne düşünüyorsunuz?

F.A: Tamamen safsata bir iddia daha. Gülüyorum artık bu gibi şeylere.

13. Özgür basına yapılan baskılar, gazetecilere gönderilen isimsiz tehdit mesajları ve lig yorumcularının susturulması... Bu olayların ABSÖ merkezli yapıldığı iddiaları var. Sizce neden her parmak sizi gösteriyor?

F.A:Eğer her parmak bizi gösteriyor ise, o halde bizi bırakıp kimlerin parmaklarıymış bunlar bir değerlendirmek, bir bakmak gerekir. Zira bir parmak beni gösteriyorsa, diğer 4 parmakları kendilerini gösteriyor aslında!

14. Ömer Akıncı'nın kritik anlarda kazandığı 3 puanlar, rakiplerin yok yere kaybettiği haftalar, bonus puanların sürekli onun lehine sonuçlanması ve daha neler neler... Tüm bu faktörler, "Baron’un kardeşini yukarı taşıma planı" olarak yorumlanıyor. Sizce bu eleştirilerin neden ardı arkası kesilmiyor?

 F.A: Kaçak elektrik kullananların, devletine milletine karşı tüm sorumluluklarını yerine getirenlere salvosundan başka bir şey değil. Nba'de kaybetti, Türkiye ligini kaybetti. Bir kulvarda başarıyla gidiyor olabilir  ancak kardeşim Ömer Akinci'nin yanlış yaptığı herhangi bir şey yoktur! Olsa ilk ben tepki gösterirdim. Şampiyon olacaksa da bileğinin hakkıyla olacaktır. Oyna, devam! ( gülüşmeler )

15. Son olarak, kamuoyuna bir taahhütte bulunur musunuz: Gelecek sezona organize ettiğiniz liglerde sadece oyun mu konuşulacak, yoksa yine perde arkasındaki şaibeli işleri gölge figürleri konuşmaya devam mı edeceğiz ?

F.A: Bu sezon kurulan komünitemiz çok konuşuldu, çok sevildi. Türkiye'nin en değerli iş insanlarini ve profesyonellerini bir araya getiren bir oluşum olduk diyebilirim. Seneye herkesin ortak yönetim anlayışına saygı duyacak, adaleti ön planda tutacak ve yeni fikirlere de açık tamamen olacağız. BE A GENT!

Herkesin çekindiği Baron Fatih Akıncı, bugüne dek saklı kalmış birçok sorunun muhatabı oldu bu röportajda. Ziyaretimizin başından sonuna kadar bize gösterdikleri misafirperver tutum için bir kez daha teşekkür ederiz. 

Sonsöz: Perde her kapandığında sahne değişir. Ve bazı oyunlar, asla tek perdede bitmez. Gazeteciler soru sormazsa, Baronlar konuşmaz. Ve gölgeler, sadece ışıktan korkar.

Gentlemen's gazetta; Özgür Basının, Gür Sesi!

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Akıncı Brothers Dosyasını Açıyoruz!

Akıncılar Çağı: Lig Adaleti Tehlikede mi? Gentlemen’s Gazette’nin bu özel sayısında, fantasy futbol liginin belki de en tartışmalı ikilisini masaya yatırıyor;  Akıncı Brothers .  Biri “organizasyonun efendisi” Fatih Akıncı, diğeri “potansiyelin sınırlarını zorlayan yetenek avcısı” Ömer Akıncı. Ancak işler, Akıncılar’ın sadece soyadı değil, ligdeki başarılarıyla da “kol kola” gittiği yönündeki dedikodularla ayyuka durumda.  Fatih Akıncı: Başkan mı, Kral mı? Fatih Akıncı’nın bu ligdeki rolünün tam anlamıyla “tepedeki adam”olduğu konusunda kimsenin şüphesi bulunmuyor. Kuralları koyan, işleri yöneten, hatta transferler için lisanslama konusuna da bizzat müdahil olan Akıncı kendini işine o kadar kaptırmış ki, adeta “Biraz da ben kazansam ne olur?” der gibi oynuyor. Lig organizatörü olarak tüm oyunculara eşit mesafede durması gerekirken, Ömer Akıncı’nın şüpheli yükselişini izlemek biraz fazla “tesadüfi” durmuyor mu? Geçtiğimiz hafta, Fatih Akıncı’nın transfer döneminde rakipler...

Gerçek Kazandı: Gentlemen’s Gazetta’ya Pulitzer Onuru!

Bu lige ilk adım attığımızda herkesin dudaklarında aynı cümle vardı:  “Fazla kurcalamayın… Burası böyle.”  Ama biz  Gentlemens Gazetta  olarak “böyle” olmasın diye var olmalıydık. Ufkumuzu hep bu şekilde çizdik. Hiçbir yapıya bağlı olmayan, hiçbir barona biat etmeyen, hiçbir kurumdan destek almayan bir avuç gazeteci; yalnızca dürüstlüğe, adil oyuna ve gerçeğe sadık kalarak yola çıktık. Uzun zamandır fısıltılar kulaktan kulağa dolaşıyordu; Draft gecesi t ransferlerdeki usulsüzlükler, sakatlık manipülasyonları, fikstür mühendisliği, bonus puan manipulasyonları, Farmfest gibi süslü ve sempatik bir isim kisvesi altında yapılan gizli yapılanmalar ve toplantılar, ismi sürekli şaibelerle anılan isimlerle perde arkası anlaşmalar, tehditler, sessizlik… Ne ararsanız var olan bir lig ortamı vardı. Aslında h erkes her şeyi biliyor ancak kimse hiçbir şeyi söylemiyordu. Ta ki  Gentlemens Gazetta  ortaya çıkana kadar! Ve bugün bu gazete  Pulitzer Ödülü 'nü kazanmış b...

Akıncı Brothers Zaferlerinin Perde Arkası!

Gentlemens Gazetta, gerçeklerin peşinde, doğrunun yanında olmaya devam ediyor! Maçlar sahada kazanılır derler ama bazıları için masa başında kazanılanlar daha kıymetli olabilir! Akıncı Brothers olarak bilinen Ömer Akıncı ve abisi Baron Fatih'in  şampiyonluk yolundaki şaibeli yükselişleriyle ilgili bugüne kadar pek çok spekülasyon yapılmış, konu çok uzun süre kamuoyunu meşgul etmişti. Ancak Gentlemens Gazetta , söylentileri geride bırakacak bomba belgeleri tüm spor kamuoyuna paylaşarak spekulasyonları sona erdiriyor! Her Masanın Olmazsa Olmazı; Ömer Akıncı! Bugüne kadar perde arkasında dönen dolapları ve konuşulan tüm kirli iddiaları inkâr eden Akıncı Brothers’ın  özel yazışmaları , her şeyi ortaya serdi. Ömer Akıncı’nın, “Her masadayız” şeklindeki mesajları ve ardından abisi Baron Fatih ile adeta kutlama yaptıkları yazışmaları Gentlemen's Gazetta ele geçirdi. İşte ilk kez Gentlemens Gazetta tarafından yayımlanan o skandal yazışmalar: MASA BAŞI ŞOKU: “HER MASADAYIZ” İTİRAFI...