Ligin başından bu yana adı türlü iddialarla anılan, ancak hiçbirinde ismi açıkça geçmeyen; gölgede duran ama gölgesi uzun düşen bir isim o. Gentlemen’s Gazetta olarak bu karanlıkta bir ışık yakmak ve gizemin gölgesindeki karanlığı aydınlatmak için o ismin kapısını çaldık: Akif Koncaoğlu.
Akif'in sessizliğini kırmak için kendisine samimiyetle mikrofonlarımızı uzattık ve sorularımızı sorduk. Sağ olsun, basına olan saygısını dile getirerek cevap verdi… Ancak ne yazık ki, sorulara verdiği yanıtlar bazen diplomatik, bazen kaçamak, çoğu zaman da politik doğrucu bir sükûnetin arkasına saklıydı.
Ortaya çıkan tablo mu? Evet cevaplar var, ama açıklık yok. Reddedişler var, ama netlik yok. Samimiyet var, ama yeterlilik? Şüpheli!
Akif’in FarmFest referansları, kadro mütevazılığına yaptığı vurgu, Baron Fatih’le olan “sadece 25 günlük” askerlik hikâyesi… Tüm bunlar, adeta etrafında örülen iddialar ağına karşı bir savunma kalkanı gibi dizildi. Ama bu kalkanın arkasında ne var? Belki de sorulardan çok, cevapların arasındaki sessizlik anlatıyordu her şeyi.
Yine de biz sorularımızı sormaktan, o da cevaplarını kendi üslubunca vermekten geri durmadı. Bu bile başlı başına çok kıymetlidir. Zira gerçek gazetecilik, cevabı almayı değil, soruyu sormayı sürdürebilmektir.
Sorular sorduk, sustu… Sustu, daha çok soruya neden oldu. Ama şimdi, sezonun son düzlüğüne girilirken, kulislerin en çok konuşulan isimlerinden Akif sonunda sessizliğini bozdu. Baron Fatih’e yakınlığı, FarmFest’teki gövde gösterisi, lobi iddiaları, sessiz sadakat söylentileri ve daha fazlası… Hepsi bu röportajda. Şimdi sizi, satır aralarında bolca mesaj barındıran o çok konuşulacak röportajla baş başa bırakıyoruz.
1. Adeta hem medyada hem de ligde fırtınalar koparken, Akif ismi hep gizemli bir şekilde perde arkasında kaldı. Bugüne kadar adınızın hiçbir skandalda geçmemesi, iyi gizlenmiş bir geçmişin mi, yoksa Baron Fatih’le olan organik bağınızın “doğal” bir sonucu mu?
Grubun gizemli üyelerinden biri olduğum doğru. Hakkımdaki bilinmezliklerin fazlalığı yüzünden, ortaya atılan iddialar bana göre oldukça sığ ve yavan kalıyor. Elinizde kanıt yoksa, bu sadece meraklı bir gazetecilik olur. Yine de takdir ediyorum; hevesin ve içgüdülerin Gentlemens Gazetta'yı Türkiye'nin en güvenilir basın yayın kuruluşu haline mutlaka getirecektir.
2. Baron Fatih’le asker arkadaşlığı… Ne kadar masum bir arkadaşlık. Peki bu masum “arkadaşlığın”, askerlikten farmfest’e, oradan fantasy ligine uzanan bir lobi gücüne dönüştüğü iddiaları için görüşleriniz nelerdir?
Fatih Akıncı ile sadece 25 günlük askerlik süresince tanıştık. Ardından uzun ömürlü bir dostluk başladı. Mesafeler uzak olsa da bu tarz etkinliklerle bağımız güçlendi. Ancak herhangi bir lobi faaliyetinde bulunduğum iddiası tamamen asılsız. Aksine, bu tür iddialarda bulunanların şaibeli maçlarını gözden geçirmesini öneririm.
3. FarmFest’teki başarılarınızla lige taşıdığınız özgüven arasında bir bağ kuruyor musunuz? Baron Fatih’in davetlisi olarak FarmFest’e katılmak, fantays liglerde de sezona avantajla başlamak için yeterli oluyor mu?
FarmFest’te şu an 3 kupa ile zirvedeyim. Geçen sene turnuvanın 2. maçındaki talihsiz sakatlık nedeniyle kupasız kalmış olsam da bu benim sahadaki etkimi değiştirmez. FarmFest’te verdiğim gözdağı, sezona nasıl başladığımın değil, kim olduğumun göstergesi.
4. ABSÖ’nün ligdeki varlığı tartışılırken, Emre Çelik’in başını çektiği şampiyonluk yarışında bir sessiz konsorsiyum olduğu iddiaları hakkındaki görüşleriniz nedir? Siz de bu sessiz konsorsiyuma dahil misiniz?
Ben susmayı ve gözlemlemeyi tercih eden biriyim. Ama bu sessizlik, herhangi bir konsorsiyumun parçası olduğum anlamına gelmez. Sessizliğim lobi değil, duruş meselesidir.
5. Baron Fatih’in şu sıralar sessizliğe gömülüp yoga kampına çekilmesini nasıl yorumluyorsunuz? Bu ruhsal detoks, şaibelerin ağırlığını mı taşıyor sizce?
Fatih Akıncı’nın şansı biraz yaver gitseydi, cevabını sahada verirdi. Özellikle NBA’de yaşadığı hüsranı tekrar hatırlatmak istemem ama nasip diyelim... Cevap vermemeyi tercih eden birinin sessizliği, bazen en net cevaptır.
6. Ömer Akıncı'nın 3 puan skandalları sonrası sessiz kalmanız, objektif gazeteciler tarafından Baron lobisinin bir neferi gibi algılandığınız iddialarına neden oldu. Bu algıyı kırmak için herhangi bir çabanız olacak mı?
Ömer Akıncı’nın bazı 3 puanları burnumuzda kötü kokular bıraksa da susmayı tercih ettim. Bu, herhangi bir lobiye dâhil olduğum anlamına gelmez. Tepkimi sahada vermeyi tercih ediyorum.
7. Ligin ortasında alınan ani kural değişikliği kararları hakkında sessiz kalmanız, ‘arka planda memnun olanlar genelde konuşmaz’ yorumlarını doğurdu. Bu konuda ‘özgür basın’ size ulaşabildi mi?
Basına yanıt vermemek benim tercihimdi. Ancak bu, durumdan memnun olduğum anlamına gelmez. Daha önce bu kulvarlarda hiç oynamamış biriyim. Ama her şeyin farkındayım. Bu da yeterli.
8. Serhat Özdemir’in Baron Fatih’in teklifini reddetmesiyle başlayan kırılma anı sonrası, tarafınızı seçtiniz mi? Tarafsızlık mı, yoksa sessiz sadakat mi?
Tarafımı belli etmek yerine susmayı tercih ettim. Sadakat değil, sükûnet. Taraf olmakla, gözlem yapmak arasında ince bir çizgi vardır. Ben o çizgide yürümeyi tercih ettim.
9. Ömer Akıncı ve Figomuss Mustafa’nın yakın işbirliğine dair çıkan şaibeler karşısında ne düşünüyorsunuz? Kendinizi bu lobiye dahil görüyor musunuz yoksa lig ortamının adeta dinlenme tesisi kadar soğuk olmasından siz de rahatsız mısınız? Şayet evetse bu durum için ne yaptınız?
Bu ligde ilk kez sahne alıyorum. NBA’e yeterince vakit ayıramadım, sadece playoff yapabildim. Süper Lig’i de geç çözdüm. Ama Premier Lig’de Salah hariç son derece mütevazı bir kadroyla, kritik hamlelerle bu noktaya geldim. Ligin yapısından memnun olmayan varsa, bunu FarmFest’te gösterelim. Yani sahada.
10. Şampiyonluk yarışında adınızı finale yazdıracak gücünüzü neye borçlusunuz? İlaç sektöründeki gelirlerle dengelenen bir İnegöl hayatı mı, yoksa Baron’a yakın olmanın ve farmfest’e düzenli katılımla perçinlenen lobiciliğin de faydalarını sahada görüyor musunuz?
Sahada ne yapıyorsam, o benim. Ne ilaç sektörü ne de başka bir şey. Premier Lig’de başarımı birkaç nokta transferle yakaladım. Lobicilik değil; plan, sabır, zamanlama.
11. Son olarak, Gentlemen's Gazette ekibinin maruz kaldığı basın tehditleri hakkında ne söylemek istersiniz? Bir gün herkes ABSÖ’nün hedefi olabilir diyebilir miyiz?
Bu konuda söyleyeceğim tek şey: ‘FarmFest’te sahaya çıkan kazanır.’ Basın tehditleri, lobi söylentileri, her şey gelip sahaya bakar. Ve ben orada olacağım. Gelecek sezon, tüm kulvarlarda en büyük rakibinizim. Not edin.
Akif Koncaoğlu'na Gazetemize verdiği röportaj için çok teşekkür ediyor bu kurtlar sofrasında kendisine bol şans diliyoruz. Zira bu kadar şaibenin olduğu bir ortamda en ihtiyaç duyulan şeylerin başında şans geliyor; hani şu Emre Çelik'te bolca bulunan şey..
Bizi takip etmeye devam edin sevgili okurlar.
Yorumlar
Yorum Gönder