"Baron’un Adamı Değilim, Düzeni Bozmak İçin Geldim!" M.E.Y'den Dikkat Çeken Sözler
Gentlemen’s Premier Lig’de fırtına dinmiyor, sular durulmuyor… Draft skandalı, iptaller, ekitikem nerede krizi derken.. Son olarak Orçun Özkan’ın ligden ihracı sonrası kayyum heyetine devredilen Samsunspor’un kaderi kısa sürede netleşti: Kulübün yeni sahibi Mehmet Erdem oldu. Bu gelişme, sadece ligin dengelerini değil, aynı zamanda kulislerde dönen senaryoları da kökten değiştirmeye aday.
Erdem’in lige katılımı, Baron Fatih Akıncı’nın yoğun kulis faaliyetleriyle ilişkilendiriliyordu. Bunun sadece bir koltuk değişikliği değil; adeta ligin fay hatlarını yeniden tetikleyen bir gelişme olduğu vurgulanıyor. “Baron’un adamı mı geliyor?” sorusu ise şimdiden masaya yatırılmış durumda. Kimileri bu transferi ligin marka değerini artıracak tarihi bir hamle olarak görürken, kimileri ise yeni başkanın gölgeli ilişkilerle sahneye çıktığını düşünüyor.
Son haftalarda ligdeki dengeler, sahadaki mücadeleden çok kulislerde ve medya manşetlerinde şekilleniyordu. Draft skandalı hala hafızalardaki tazeliğini korurken, 3B lobisinin gölgesi ve Absö yapılanmasının hamleleri gündemi domine etmeye devam ediyor. İşte tam da böyle bir ortamda Mehmet Erdem’in lige adım atması, basit bir katılım değil, adeta satranç tahtasına yeni bir taş sürülmesi anlamına geliyor.
Öte yandan Samsunspor’un geçmiş mirası da yeni başkanın omuzlarına ayrı bir yük bindiriyor. Orçun Özkan döneminde şaşırtıcı sürprizler ile anılan kulüp, bugün bambaşka bir yola mı girecek, yoksa bu kimliği koruyarak lige damga vurmaya mı çalışacak, şimdilik en büyük soru işareti.
Sonuç olarak, Mehmet Erdem’in Samsunspor başkanlığı sadece bir sportif tercih değil, aynı zamanda ligdeki güç dengelerini ve medya ilişkilerini doğrudan etkileyecek stratejik bir hamle. Bu röportajın da, lige yeni katılan bir başkanın niyetlerini, sınırlarını ve gelecek vizyonunu anlamak açısından tarihi bir belge niteliği taşıdığı söylenebilir.
Tüm bu iddialar arasında Mehmet Erdem, hem kendini hem de Samsunspor’u kamuoyuna anlatmak üzere ilk kez Gentlemen’s Gazette mikrofonuna konuştu..
GG: Mehmet bey, öncelikle hayırlı olsun diyelim; Samsunspor’u devraldınız ve çetin bir mücadeleye adeta balıklama daldınız. Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? İlk duygularınızı kamuoyuyla paylaşır mısınız?
M.E.Y.: İsmim Mehmet Erdem Yener, Erdem göbek adımdır ama herkes beni bu isimle bilir ve seslenir. Gruplarda ismimin üzerinde görülen MEY mahlası bu isimlerin baş harflerinden oluşan, bir nevi nick gibidir benim için. 1990 doğumluyum, Mersin'de ikamet ediyorum, müteahhitlik, inşaat, ticaret ve al-sat gibi çeşitli alanlarda faaliyetler yürütüyoruz. Geçen sezondan çoğu kişi beni tanır, bazıları örnek alır bazıları ise muhterisliklerine kapılıp beni kendilerine rakip olarak görme cüreti gösterirler. Olsun, ben hepsini severim, hepsi benim canimdir(belki de değildir).
GG: Baron Fatih Akıncı’nın sizin lige katılımınız için yoğun kulis faaliyeti yürüttüğü iddia ediliyor. Bu durum, sizi daha sahaya adım atmadan Baron’un adamı gibi bir konumuna düşürmüyor mu?
M.E.Y.: Bu iddialara sadece gülüp geçerim. Fatih akıncı'nin beni ısrarla lige almaya çalışması tamamen kendi yönetim zaafiyetlerini ve liderlik vasıflarının zayıflığını gölgelemek adinadir. Beni, ligdeki kirli oyunlara, anlamsız çekişme ve gruplaşmalara el atıp, lige çeki düzen vermem için bir can simidi olarak görmüştür, ben de davete icabet erkekliğin şanındandır diyerek bu daveti kabul etmek zorunda kaldım. Kimsenin adamı olmadık, olmayız da.
GG: Bu ligin dinamiklerine ne ölçüde vakıfsınız? Burada bağımsız hareket etmenin kolay olmadığı ifade ediliyor, haliyle bağımsız bir başkan olabilmek kolay görünmüyor. Siz bu şaibeli ortamla nasıl mücadele edeceksiniz?
M.E.Y.: Şimdi şöyle gazeteci arkadaşım, ben dinamik minamik bilmem, gelirim raconumu keser giderim. Biz burada çok gördük, "ben tek tabancayim" diyip, arkadan gruplaşmalar yapan, ittifaklar kuranları; hepsi de eline yüzüne bulaştırdı. Haaa, şu da var; gruplaşmaya belli bir ölçüde karşı değilim, isteyen istediği kişilerle ittifak kurabilir ama açık ve net olunması gerekir. Bir gün başkasıyla oyun ve plan yaparken, ertesi gün başka kirli ittifaklarla iş tutmak yakışmaz, yoksa o ittifakın ömrü bir draft sürer. Bu söylediklerim farazi iddialar gibi gelebilir ama hepsi belgeli, hepsi kayıt altındadır, zamanı geldiğinde açıklanır. Ne demiş Balzac abimiz: "beklemesini bilenin her şey ayağına gelir."
GG: Transfer piyasasında şimdiden agresif hamleler yapacağınız gelen haberler arasında. Kadronuza katmayı planladığınız veya yolları ayırmak istediğiniz isimler netleşti mi? Transfer bekleyen taraftarlarınıza vermek istediğiniz bir müjde var mı?
M.E.Y.: Kadroya biraz baktım; belli ki kaliteli ama eksikleri var. İlk izlenimim: potansiyel çok yüksek. Ama biraz temizlik, biraz inşa şart. İnşaat işi bizden sorulur zaten 😎
GG: Daha lige katılmadan, iptal edilen draft skandalıyla tanıştınız. Dışarıdan bir gözlemci olarak bu skandalı nasıl yorumluyorsunuz?
M.E.Y.: Evet talihsiz ama artık sıradanlaşan bir durum oldu bu tarz fiyaskolar, Fatih akıncı'nin gevşek ve otoriteden uzak yönetim anlayışı ve disiplinsiz davranişlara gösterdiği haddinden fazla müsamaha bu istenmeyen sonuçları doğuruyor. Buradan başkan fatih beye naçizane tavsiyem; istifa da bir hizmettir başkan bey, jakuzi partilerinde, havuz başı brunclarında iktidarıniz hakkinda yapılan seviyesiz eleştiri ve yorumları hepimiz biliyoruz. Alçak sesle dillendirilen bu darbe planları ilerde yüksek sesle, alenen konuşulmaya başlandığında sizi ben bile kurtaramam. Çiftliğinizde partilemek yerine biraz da bu yönetim ve idare işlerine zaman ayırın.
GG: Figomus Mustafa'nın "EKİTİKEM NEREDE" feryadının pek çok kesimi derinden etkilediği ve kamuoyunda oluşan draft baskısının bu kararın alınmasında çok büyük etkisi olduğu artık neredeyse herkesin bildiği bir sır. Hatta bu sezona Ekitikem Nerede sezonu ismi verilmesi dahi gündemde. Siz bu gelişmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
M.E.Y.: Bahsettiğiniz olayı bilmiyorum, açıkçası ilgilenmiyorum da, böyle magazinsel olayları bırakıp bir an önce ciddiyeti ele almak gerekiyor, yoksa bu gentlemen's payesi altında sürdürülen tiranlığın sonu beklenenden daha kısa sürede gelecektir. Disiplinin olmadığı yerde anarşi başlar, cıvıklık başlar, her kafadan bir ses çıkar, sonra o sesler büyür ve isyanın fitili ateşlenir, o ateş büyür.. büyür.. sonrası malûm; puff!
GG: 3B lobisinin bonus dağıtım vaadleri ve waiver oyunlarıyla ligde gölge bir güç haline geldiği tartışmaları bir türlü sona ermiyor. Siz bu lobiler hakkında ne düşünüyorsunuz? Absö, 3B ve daha niceleri... Açıkça soralım, sizi hangi klikte yer alırken göreceğiz?
M.E.Y.: Bu dediğiniz oluşumları da bilmiyorum, açıkçası ben buraya klik kurmaya ya da katılmaya değil o klikleri bozmaya geldim.
GG: Orçun Özkan’ın yeniden ihracı sonrası şok bir gelişme ile Samsunspor’un başına geçtiniz. Kulübün dinamikleri ve yapısıyla ilgili ne gibi gelecek planlarınız var? Samsunspor, geçmişte sürpriz hamleleriyle dikkat çekmişti. Sizce bu mirası taşıyabilecek misiniz, yoksa yepyeni bir kimlik mi inşa edeceksiniz?
M.E.Y.: Takımını devraldığım Orçun isimli arkadaşı tanımıyorum ama kadrosunu incelediğimde benim gibi rafine zevklere sahip bir oyuncu olduğunu gördüm ve saygı duydum. Böylesi kaliteli bir takım kurmuşken oyunu bırakmak istemesi nasıl bir zorbalık ve mobbing ile karşı karşıya kalıp bıktığının göstergesidir. Onun için, kalıp savaşmak yerine mücadeleden kaçmış diyemeyiz, o muhakkak ki bu kirli düzenin bir çarkı olmamak adına anlamlı bir protesto gerçekleştirmiştir, var olsun. Mirası emin ellerde, ben bu mirasa gereken saygıyı gösterip yeni bir kimlik oluşturacağım, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!
GG: Orçun Özkan’ın tasfiyesi sonrası kayyumdan kulüp devralmak bazı odaklarca çokça eleştirildi. Bu durum sizin için bir meşruiyet sorunu yaratıyor mu?
M.E.Y.: Kayyumdan kulüp devralmam üzerinden meşruiyet tartışması çıkaranlara tek kelimeyle gülüyorum. Çünkü ben bu lige keyfimden değil, çağrıldığım için geldim. Çağrıldım; çünkü mevcut düzen çökmüş, yönetim zaafları ayyuka çıkmıştı. Kirli ittifaklar, şaibeli oyunlar, lobilerin gölgesinde lig çürüyordu. Ben o çürümüş düzene karşı bir alternatif, bir denge unsuru, bir panzehir olarak buradayım. Dolayısıyla bana karşı meşruiyet sorgulamak, yangını çıkarıp sonra itfaiyeye ‘sen niye geldin?’ demekten farksızdır. Bu ligin meşruiyet sorunu varsa, o benim gelişimle değil, benden önceki yozlaşmayla ilgilidir. Ben meşruiyeti tartışmam, ben meşruiyetin ta kendisiyim. Bunu da sahada, hamlelerimle ve sonuçlarımla herkese göstereceğim.
GG: Takımı devraldınız ve çok yoğun bir fikstür mücadelesi içinde buldunuz kendinizi. Mevcut kadronuzu inceleyebildiniz mi? İlk izlenimleriniz nasıl?
M.E.Y.: Dediğim gibi, biraz inceleme fırsatım oldu, çok fazla detaylı bakamadım, onlar halledilir, transferler de yapılır, takaslar da olur. Bunlar küçük meseleler, benim burada bulunma amacım kötü gidişatı değiştirmek ve bu ligin kolonlarına döşenmiş ihanet dinamitlerini temizlemek, ilerleyen günlerde çok radikal kararlar ve sürpriz röportajlar gelebilir herkes hazırlıklı olsun. Ve buradan tüm lige sesleniyorum, ben de bu oyunu bozmazsam istifamı verir, ceketimi alır çıkarım!
GG: Rakiplerinizin pek çoğu şampiyonlar liginde mücadele ediyor, kadrolarını inceleme şansınız oldu mu? Rakiplerle ilgili genel değerlendirmenizi sorsak, sizce kimler şampiyonluk ve küme düşme adayları?
M.E.Y.: Açık konuşayım, rakiplerin kadrolarına bakmadım. Bakmaya da gerek duymadım. Çünkü kağıt üstünde güçlü görünmekle iş bitse ohoo herkes şampiyon. Benim için rakiplerimin kim olduğu, kimi transfer ettiği, hangi formayı giydiği hiç fark etmez. Sahaya çıkınca herkes eşitlenir; geriye sadece kalite kalır. O da bende var.
GG: Gentlemen’s Premier Lig’de medyanın en az sahadaki skorlar kadar belirleyici olduğu söyleniyor. Siz medyayla nasıl bir ilişki kurmayı planlıyorsunuz? Yayın çizgimiz gereği şeffaflık arayışımız sizi de rahatsız edecek mi?
M.E.Y.: Şeffaflık, netlik, açıklık bazılarının işini bozabilir, kazdığı kuyulara ortaklarıyla birlikte düşürebilir onları ama şeffaflık benim işime gelir. Medyayı kendi amaçlarım ve grubun çıkarları doğrultusunda etkili bir biçimde kullanacağımdan kimsenin şüphesi olmasın, medyayı ve oyunu yönetmesini iyi bilirim. Bazı arkadaşların elinden çok çenesi çalışıyor, sürekli bir goygoy, sürekli bir şakayla karışık laf vurmalar, dokundurmalar mevcut. Onları da hizaya getireceğiz, kimsenin şüphesi olmasın.
GG: Sizce medyanın gelişmeleri tüm çıplaklığıyla kamuoyu ile paylaşması lige değer mi katıyor, yoksa yozlaştırıyor iddialarına katılıyor musunuz?
M.E.Y.: Medyayı ligde sadece tarafsız gözlemci olarak görmeyin; seni tenzih ediyorum gazeteci arkadaşım ama farih bey'in geçmiş dönemlerde medyayı nasıl fonladiğını, nasıl zekice kullandığını herkes biliyor. ben medyayi hem sizin aracılığınizla hem de bireysel olarak grup içerisinde, ligin çıkarları doğrultusunda etkili bir biçimde, hem sahadaki hamlelerimi duyurmak hem de lige yön vermek için bir araç olarak kullanacağim.
GG: Lige yeni katılan bir başkan olarak, kendinizi kamuoyuna tanıtmak için bir medya iletişim stratejiniz var mı? Taraftarlara ve lig kamuoyuna mesajınız nedir? Samsunspor’un yeni dönemi için nasıl bir vizyon vaat ediyorsunuz?
M.E.Y.: Taraftarlara ve lig kamuoyuna mesajım net: Bizim yolumuz kısa yoldan zafer değil; yolumuz uzun, akıl, strateji ve kalite üzerine kurulu. Medya, saha ve vizyon üçlüsü elimde birleştiğinde, lige değer katan, ileriye taşıyan taraf olacağız, yozlaştıran değil. Ve bütün bunların sonunda insanlar, aslında Gandalf'in değil Saruman'ın haklı olduğunu, dava adamı olduğunu anlayacaklar..
MEY'in açıklamaları, lige yeni katılan bir başkandan çok, adeta yıllardır bu kaosun içinde yoğrulmuş bir aktörün sözlerini andırıyor. Baron Fatih Akıncı’nın gölgesinde lige giriş yaptığı iddialarını reddetse de, kamuoyu Yener’in ilk hamlelerini yakından takip edecek. Samsunspor’un nasıl bir kimlik kazanacağı, MEY’in lobi savaşlarında nerede konumlanacağı ve medya baskısını nasıl yöneteceği; ligin gelecek haftalarında tüm dengeleri değiştirebilir.
Bir gerçek var ki, MEY sahaya inmeden bile gündemi sarstı. Şimdi gözler, onun sahadaki ve perde arkasındaki hamlelerinde olacak.


Yorumlar
Yorum Gönder